We Could Still Be Pen Pals

Beşinci sınıfı tamamlayıp ortaokula geçmek, zorlu bir süreçtir. Damien, sınıfın sessiz öğrencisi olarak, en sevdiği öğretmeni Mrs. Lewis’ten ayrılmak zorunda kaldığında üzgün hisseder. Ancak Mrs. Lewis, ona “mektup arkadaşı” olarak kalmayı teklif eder; böylece Damien, yeni okulundaki deneyimlerini ve yaşadıklarını ona yazmaya devam edebilecektir. Yıllar geçer… Üniversitede son sınıfa yaklaşan Damien, kariyer seçimleri ve ilişkilerinde yaşadığı zorluklarla mücadele ederken eski mektuplarını bulur ve yazmaya yeniden başlar. Fakat bilmediği önemli bir şey vardır: Mrs. Lewis artık hayatta değildir. Onun yerine mektupları yanıtlamak, torunu Lindsey’ye kalmıştır. Lindsey, hem Damien’a destek olmak hem de kendi hayatındaki değerini kanıtlamak amacıyla bu görevi üstlenir. Kendi karmaşık ilişkileri ve yoğun “sahtekârlık sendromu” duygusuyla mücadele eden Lindsey, gerçek anlamda kimseye bağlanamayan bir ilişki terapistidir. Geleceğe dair endişeleri olan bir adam ile şimdiki zamana bağlanmaktan korkan bir kadının gelişen bu sıra dışı dostluğu, her ikisine de özgüvenin ne demek olduğunu ve bir partnerde gerçekten ne aradıklarını keşfetme fırsatı sunacaktır.